Parlak fikirlerin, tarihe geçen düşüncelerin, muazzam tasarımların ve unutulmaz eserlerin gökten zembille indiğini düşünüyorsanız çok yanılıyorsunuz. En büyük düşünürler, en önemli sanatçılar ve eserleri hep yaşayacak tasarımcılar daima kendilerinden önce gelenlerden ilham almışlardır. Sanat, bilim, felsefe, teknoloji, tüm bunlar yalnızca kendilerinden önce gelenlerin taklit edilmesiyle çıkılan yollarda ilerleyebilmiştir. Bu yüzden kopya çekmekte aslında hiçbir sakınca olmadığı gibi sayısız yarar da vardır. Belki hatırlarsınız, okul yıllarından öğretmenlerimiz arasından kopya çekmeyi öneren, tavsiye eden bir hocamız olmuştur çoğumuzun. Belki pek çok öğretmen arasından yalnızca biri ama, en azından biri de olsa kopya çekmenin aslında öğrenmenin ve yeni bir şeyler yapabilmenin ilk adımı olduğunu keşfetmiştir. Kuşkusuz mimari, peyzaj ve dekorasyon gibi gündelik yaşam alanlarının tasarımıyla ilgili alanlar da bu genel kaideden farklı değiller. Hiçbir tasarımcı öncesiz ve başka hiçbir tasarımcının ürününden yola çıkmayan bir şey yapmıyor. Aksini iddia etmek eşyanın tabiatıyla çelişmek olurdu zaten. Bu yüzden siz de kendi evinizde yapacağınız düzenlemelerde veya yeni evinizin dekorasyonunda başka evlerden ediğindiğiniz fikirlerden sonuna kadar yararlanabilirsiniz. Zaten isteseniz bile bir fikri bire bir taklit etmeniz çok zordur. Büyük olasılıkla onu taklit etmeye çalışırken kendinizden de bir şeyler katacak ve ortaya özgün bir şeyler çıkaracaksınız. Bu yazımızın konusu olan eve bir de bu gözle bakın ve sizler için derlediğimiz parlak fikirlerden yararlanmaya çalışın. Emin olun çok başarılı sonuçlar alacaksınız.
Müstakil yemek odaları yeni nesil apartman dairelerinin pek çoğunda yer almıyor. Ortalama büyüklükleri iki oda bir salona kadar küçülen dairelerde zaten temel odalar ancak kendilerine yer bulabiliyor. Ama sırf bu yüzden yemek odanızdan vazgeçmek zorunda değilsiniz. Bir parça geniş bir mutfağınız varsa, bir bölümünü yemek odası olarak değerlendirebilirsiniz. Burada mutfağa atılmış basit bir masa ve birkaç iskemleden bahsetmiyoruz. Bu örnekte gördüğünüz gibi mutfağınızın içinde dört dörtlük bir yemek odası yaratmanız da pekâlâ mümkün.
Evimizi dekore ederken bizi en çok sınırlayan şey ne yeterince parlak fikirlerimizin olmaması ne de bütçe eksikliğidir. Aslında kendimizi en çok yine biz sınırlarız. Örneğin küçük bir oturma odasında şömineye yer olmadığını düşünürüz. Peki ama neden? Televizyonun altına yerleştirilen bu şömine, bu oturma odasında fiilen neredeyse hiç yer kaplamıyor, çünkü ölü bir alana yerleşmiş.
Çalışma odalarında en çok ihtiyaç duyulan şey huzurlu bir çalışma ortamı ve bunu sağlayabilecek ilham verici detaylardır. Bunlar için büyük, çok ferah bir çalışma odanız olması gerekmez. Küçük bir odayı da çalışma odası yapabilirsiniz. Ama bu küçük oda evinizin tam köşesinde olur ve iki cephesi pencereyle kaplı olursa, işte o zaman tam anlamıyla ilham veren bir çalışma ortamınız olabilir.
Çocuk odalarının nasıl olmaları gerektiğinden daha önce de çeşitli yazılarımızda söz etmiştik. Renkler ve ilham veren temalar çocuk odaları için çok önemlidir. Gökkuşağı teması da her yaştan çocuğunuz için son derece yararlı bir tema olabilir.
Banyonuzda hacim sıkıntısı çekiyorsanız bu fikir tam size göre. Lavabonuzu büyük bir banyo dolabının üzerine yerleştirip zaten küçük olan alanı iyice daraltmak istemiyorsanız bu örnekte olduğu gibi bir köşe lavabosu kullanarak ciddi anlamda yerden tasarruf edebilirsiniz.
Banyolarda genellikle beyaz, mavi ve zaman zaman da pembe, lavanta gibi renkler kullanılır. Son dönemde daha koyu renkli, hatta siyah ağırlıklı banyolar da görmekteyiz. Ancak su yeşili sık kullanılan bir banyo rengi değil. Ama sık kullanılmaması ne kadar güzel olduğu gerçeğini değiştirmiyor. Su yeşilinin farklı tonları ve mozaik versiyonu ile donatılmış bu banyo da bunun güzel bir örneği.